31.12.09

10...9...8...7...

sevgili okur, kusuruma bakma ancak tutamadım kendimi. durdum durdum uzunca bir süre ama baktım sonra içim içimi kemiriyor yeni yıl yazısı yazmıyorum diye sinir oldum kalktım geldim sonunda. kutlama yapacağım kendi kendime blogumda, hepinize dilekler sıralayacağım ondan sonra gireceğim 2010 numara karşılığı verilen yıla.

ancak öncelikle bi adet şikayetim olacak. Diren'in yeni yıl yazısı, yeni yıl yeni baş! tada atarlandığı gibi, "seneye artık" ve türevleri şeklindeki şakaları artık bende pek kaldıramıyorum. aynısı bizim sınıfta da yapıldı, aah dedim, ne zaman bitecek ki dedim ama sanırım bunlar bitip tükenmeyecek, eskimeyecek kabak tadındaki şakalardan olacak sanırım hayatımızda.

neyse gelelim 2009 yılına. malumunuz o ÖSS adı verilen sınavla uğraştım yılın ilk yarısında. tabi yarısı geçince de stres bitmemişti ya neyse artık :) yazın bolca gezdik tozduk dedim ki tüm sınav stresi çıktı artık içimden, çıkarttım attım o acıyı ancak o da ne? hazırlık yılı daha da tatlı geldi, 3. kez tatile çıktım 4 aydır daha ne olsun :) hala daha çıkartıyorum o acıyı, bir yeni yıl klişesi olarak daha "yeni yılım da o geçen yılın acısını süründüre süründüre öldürmekle geçer inşallah" diye kendime dua ediyorum.

hani şu 1 ocaklar hep tatil ya okur, ben çok seviyorum işte onu. hele ki geçen ocak ve birkaç saat içinde girecek olduğum daha da çok sevdirdi bunu bana. geçen yıl dershaneden nerdeyse 10 a yakın kişiden söz almış olmamıza rağmen sadece 3 kişi sinemaya gitmiştik o güzide ocak gününde. bu senede yine hafta içi olup tatil olmasıyla ben de bu sefer "yine" erkenden tatile çıkmış olup İzmir'e geldim. her biri farklı geçiyor artık mutlu oluyorum böyle olaylarda :)

aklıma gelmişken yılbaşı geldi de kar nerde yahu? İzmir zaten pek mümkün değil de hani Ankarada da yoktu. özledim kar görmeyi, geçen yıl Erzurum'da bıkmışta zannetsem kendimi, en olmadık şey bile özlenilebiliyormuş şekil A da görebileceğiniz üzere :)

neyse çok uzatmadan burdan tüüüüüüm okuyanlarımın, hayatımda yer almış alacak olan tüm güzel ve güzide dostların + bir de canım ailemin yeni yılını kutluyorum. hepiniz sağlıklı sıhhıatli güzel bi yıl geçirin. yarın yine aynı curcunanın içine uyanıp haberlerde Taksim'deki tacizcileride izleyecek olsak, umarım ki hepimizin karşısına daha güzel fırsatlar ve insanlar çıkar.

küçük şeylerle her daim mutlu olabilmemiz dileklerimle ;)

baş baş...

25.12.09

yurttan nağmeler/10

selam millet. nasıl oluyor da bu kadar kısa sürede yazıyorum bu sefer bende şaşırmış durumdayım ancak 3-4 gün içinde çok güzel 2 adet konu çıktı. sizlerle paylaşmadan geçmek istemedim bunları.

birinci konum dün kendisini bizzat izleme fırsatı bulmuş olduğum Sertab Erener. zaten kendisinin sesine hayran olmam yetmezmiş gibi canlı performanslarına ölüp ölüp dirilerek, eriyip biterek tanık oldum. nasıl oldu bu iş peki? Lokal Anestezi diye bi adet talk show programı varmış. ne zamandan beri var nedir ne değildir hiç duymamıştım hayatımda düne kadar. ancak dün programın Odtü de yapılmış olması vesilesiyle gittim. Sertab'ta çok çok mükemmel 4 adet canlı performans sergiledi bizlere. o şekil yani. ancak sunucu adam "tarz" olarak bi şapka takmış (ne deniyor o tip şapkaya emin değilim, resimden bakın söyleyin lütfen) bu şapkayı hiç çıkartmadığı için kendisini sokakta görsem tanımam yani... ayrıca sesi de kötüydü. bize bunu programın girişinde şarkı söyleyerek kanıtladı bizzat :) öyle böyle eğlenceli bi programdı ama. bi daha gelsin bi daha giderim yani. duyarsanız sizlere de gidin derim



ikinci konu olarakta bugün birkaç saat önce tanımış olduğum langırt oyuncusu bi kızdan bahsedeceğim. arkadaşının söylediğine göre 12 yıldır langırt oynuyormuş kendisi. biz oyun salonuna 2 kişi gittiğimiz ve teke tek oynamayı sevmediğimiz için en yakındaki 2 rakip adayı olan 2 kişiyi çağırdık. neyse geldiler oynadık. iyi ki 12 yıllık olanla aynı takımda olmuşum arkadaş :) arkadaşlarla aramızda "en iyi kaleci hanginiz aranızda?" sorusuna parmakla göstereceğimiz kişiye defalarca ardı ardına gerek kaleden gerek orta sahadan golleri sıralayıp durdu. mükemmel bir oyundu. böyle rakipler istiyorum ben hep :p

yeni konu olarak şimdilik birşeyim yok. ancak yılbaşında İzmir'de bulunacağım. perşembe gününden pazar akşamına kadar oradayım. beni görmek isteyen olursa eğer ulaşıversin (imza da verilecektir :P)

haydi sevgili okur. eğer yeni yıla kadar tekrar yazmaz isem şimdiden mutlu yıllar geçirmenizi diliyorum. görüşmek üzere...

dipnot: seri halinde başladığım yazıların 10. sunu yayınlamış olmaktan gurur duyuyorum :)

dipnot 2: resimde ne çok gnctrkcll yazıyormuş be arkadaş

21.12.09

yurttan nağmeler/9

selam sevgili sadık okurlarım :) naber, nasılsınız. uzun zaman olmuş yazmayalı onun farkındayım 3-5 gündür ancak sonunda yazabiliyorum bende. işin garibi zaten sınırlı sayıda izlediğim bloglarda da bi durgunluk var. Diren en sık yazı yazan kişiydi takibimde bulunanlardan ancak son zamanlarda pek göremez oldum eğlenceli yazılarını. onun dışında en sık yazan zaten sınıfımın bloguydu. hocamız ödevler iletirdi alıştırmalar gönderirdi falan ancak son zamanlarda onlar da yok ortalıkta. en son yazı 16 aralık tarihli Caner'in blogta var. nadir ama güzel yazan takibimdeki kişilerden kendisi. neyse bakalım izlediğim kısıtlı sayıdaki yazarların daha sık yazı yazmasını bekliyorum efendim, burdan sesleniyorum kendilerine :)

gelirsek eğer bugünkü yurttan nağmeler yazısının asıl konusuna kendisi SAS olmakta. hani bahsetmişimdir daha önce illa ki "su altı sporları topluluğu" diye. onlar işte.

ben topluluğu bayağı bir sevdim hani, gerek havuzda antrenmanlar -ki bunlar artık paletle yapılıyor daha bi zevk geldi antrenmanlara- gerek arada bir yapılacak olan freebeer etkinliklerinden ilkine katılmam eğlenceli bi ortama ve spor aktivitesine girmeme vesile oldular. ayrıca hayatımda ilk kez olarakta cumartesi günü yine SAS'la birlikte spor salonuna gitmiş bulunmaktayım. her ne kadar aletlerin hepsi yine bana "devlik komlpeksi" yaşatmış olsa da "spor yapmak eğlenceliymiş be arkadaş" dedim kendi kendime. bundan sonra elimden geldiğince devam edeceğim artık, yaza karşınızda nasıl bir Gökhan bulursunuz bilemem :p

onun dışında bir konu da geçen gün merakla beklenen -en azından benim beklemekte olduğum- Avatar adlı filme gittim. şu Na'vi adı verilmiş mavi yaratıkların olduğu başka bir gezegende geçen film. 3 boyut zevkini ya bende ya filmde bir sorun olmasından dolayı pek tadamadım doğrusu -ki muhtemelen bende, zira diğer arkadaşlar tatmışlar- ancak yine de film gerek uzunluğuyla gerekse bu uzunluğunu sıkmadan doldurabilmesiyle yeterince güzel bir filmdi. senaryoda ufak ufak tahminlerde bulunabiliyor olmak biraz sıksa da eğlendim ben yine de filmde. tavsiye ederim sizlere de izlemenizi. ayrıca belirtmek isterim ki ışıl ışıl bir filmdi. gidenler ne demek istediğimi anlayacaktır :)



şimdilik benden bu kadar sevgili okur. kısa ve öz oldu sanki bu sefer. neyse bakalım ilerde yeni konularla görüşmek dileğiyle, o zamana kadar baş baş...

10.12.09

yurttan nağmeler/8

öncelikle belirtmek isterim ki kendimi bu başlığı atarken çoooook uzun zamandır ne okulda ne de yurtta değilmişim gibi hissettim.

neyse bakalım bana uzun gelen bir aradan sonra tekrar sizlerleyim. yazacak pek birşey çıkmadı son zamanlarda adam akıllı sanırım o yüzden olsa gerek bu aralık..

hadi başlayalım o zaman, üzerinde duracağım 3-5 şey var bayramdan sonra meydana gelen. öncelikle ODTÜ deyince bu aralar aklıma ilk gelen şeylerden bir tanesi "langırt" oldu. o kadar sık langırta gidiyoruz ki 3 akşamdan 2 sinde annem aradığı sırada langırt oynuyor oluyorum, kapattığım için de sonra fırça yiyorum haklı olarak :) geçen cuma sınıftan Volkan, Furkan ve Yasemin'le bilardo oynamaya gittik blackballa. Furkan ve ben bir takım, diğerleri de ikinci takım oldu. biraz yenildik sanki ama olsun.. neyse ondan sonrasında da dedik ki hadi biraz langırt oynalayım. blackballa girip langırtsız çıkılmaz. neyse efendim aldık toplarımızı geçtik masamıza. oyunun sonlarına doğru Yasemin fark etti ki (sağol Yasemin!) kalelerden toplar resmen taşıyor. tabi biz boş durmadık. toplar bittikçe elimizin yettiğince -ki en çok eli yeten tahmin edileceği üezre bendim :)- top alıp alıp oynadık. Ömer abinin köküne kibrit suyu döktük birazcık :) Volkan yenilen güreşçi güreşe doymaz misali sürekli yeni top aldırtıp durdu bize ama. suçlu sensin Volkan! :p

aklıma gelen ikinci şeyse ODTÜ SAS oldu bu aralar. ne kadar zorlamaya başlasalarda bizi yaptığım tek spor olarak kendisini seviyorum ben. yüzüp ediyoruz falan hoş oluyor. bugün de sınav yaptılar ona girdik çıktık falan. "30 m nin altında ciğerlerin çökmesi gerekirken nasıl daha fazla dalabiliriz?" sorusuna şıklardan birinde "iman gücüyle" şeklinde bir de ibare vardı :) yarın da malzeme alımına çıkacağız. iş ciddiye biniyor artık anlayacağınız :)

başkaaaa, aklıma sınıf geliyor ya. sınıfımız çok güzel eğlenceli falan. seviyorum onları. hocamız da mükemmel daha ne olsun zaten. dağılmasın bu sınıf eey yetkili! bizi direk UP 35 yapın. bugün de hocamıza bir doğum günü yaptık sınıfta. bir kere de burdan kutlamış olayım (eğer okuyorsa inşallah). nice mutlu senelere Sema Hocam. diğer bir deyişle "hepi börtdey tiçır"

son geldi bakın şimdi aklıma. okulda yoyo çılgınlığı var bu aralar. çarşıda bilmemneye başvuranlara veriyorlarmış. Faho'da yoyosunu bana verdi sağolsun. çılgınlığa ortak oldum :)

bi de şey sorcam sevgili okur. geçen lavaboda duydum garip bir tavsiyeydi. her ne kadar kullanmayacakta olsam merak ettim :) içmiş bir insan kusmak yerine yanına bi poşet alıp yatarsa 10 dk içinde falan rahat bi şekilde uykuya dalar mı? öyle ilginç teorisi olan birisi vardı zira kulak misafiri olduğum..

neyse yeter bu kadar uzattım bu sefer de çok :) hadi sevgili okur görüşürüz sonra tekrar bi ara..

baş baş...

dip soru: eğer okuyorsa inşallah???

2.12.09

bayram part 2

eveet gelecek olursak bayram tatilimin gerçekten bayram içeren kısmına pek fazla bi atraksiyonum olamadı sevgili okur :)

eğlendim ettim ama. 2. günü Veysel'de geçirdim, dizi film çılgınlığı yaşadık. korkunç bir film 2-3, son durak 4, how i met your mother dan 3 bölüm, heroes tan 1 bölüm, flashforward dan 1 bölüm, house dan 2 bölüm izledik. ancak ben 2. bölümü izlemeyip uyudum artık. saat 5,30 olmuştu zira. ama zevkli oluyor tavsiye ederim bu tip ilginç şeyler yapmanızı :)

ancak çok çabuk geçti 10 gün be okur. ne güzel eğleniyordum. 10 gün Mersin'de bulunmama rağmen en az 7 farklı yatakta da uyumuş bulundum çok ilginçti :) ama dönüp dolaşıp üzerinde "3" yazmakta olan ve "Eyvah Mahmut Hoca!" etiketli yatağıma geri döndüm işte...

otobüste siz siz olun en arkaya yer alacaksanız bile 5 kişi olmasın o arka taraf (en azından elinizde olan bir durumsa tabi) çok çok sıkılıyor insan (fiziksel olarak) hele ki benim gibi garip boyutlardaysanız. benden uyarması!

neyse bakalım döndük buraya sonunda, dersimize girdik çıktık. hoca sanırım tatilden dönmüş olmamızdan dolayı suratlarımızda olan acınası ifadeye gerçekten acıdı ve son dersin yarısını işlemedi sağolsun :)

bu kadar benden bu seferlik, hadi baş başş..

dipnot: pussycat dolls - hush hush sardım bu aralar ilginçtir :)