15.9.10

tatil içinde tatile çıkmak/2

yine yüzsüzlük yaptım evet. kabul ediyorum. bi tatilin içinde en az bi defa daha tatile çıkmadan duramıyorum ben. son 2 yıldır böyle oldu bu durum. sonum hayrola diyelim.

pazartesi günü kalktım ben sabah erkenden okur. Erzurum'a doğru yola çıktım. eski dostları görmek düşüncesiyle beraber böyle bir karar aldım ve bayramın hemen sonrasında da gerçeğe dönüştürdüm bunu. Burak orda değildi ne yazık ki ancak Sait, Ayşegül, Asena, Merve ve Nurbanu'yu gördüm geldim.

pazartesi sabahı zaten erken kalkmış olmanın verdiği o kendini çok salak hissetme durumu yetmiyordu bana, bir de otobüsümsü araçta bolca sinir stres yaşadım ben. öncelikle saat 8 arabası tamı tamına 40 (KIRK) dakika geç kalktı. bi ara dedim ki bu vasıta acaba bataklıktan falan yeni mi çıkartıldı ki dedim. saymaya kalkmadım ama en az 20 adet sinek olduğundan eminim içerde. zaten ilerleyen vakitlerde de sayıları ikiyi bulan (ki bu benim için önemli derecede büyük bir sayı) arılar benim dibimdeki camı ziyaret etmeye karar verdiler. zaten böcekleri sevmeyen ben bir de hayatı boyunca arı tarafından sokulmamış olunca, hayli korku dolu dakikalar yaşadım. bir tanesini kitabımın (kültürlüyüm diyorum, altta mesaj var bakın) ayracıyla o arılardan bir tanesini itekledim. hala daha ses duyunca acaba o arı geri mi geldi diye korkuyorum hafiften...

bi ara da bi kadın bindi vasıtaya, bi ufak bi de büyük oğluyla beraber. baktı benim yanım boş, yan sıramdaki adamın da yanı boş. sonra sanırım bir daha baktı ve benden korktu, gitti yan sıradakinden benim yanıma geçmesini istedi. kadın da haklı bi yerde, uzun saçlı garip bi erkek, boynunda akrep kolyesi falan. belki de onu yiyeceğimden korktu. tabi ben bu korkuyu sezince kendimden şüphe etmeye başladım. acaba yer miyim ki diye korkmadım değil yani. sonra tam bu fikri kafamdan atacakken önümde bir kadın oturduğunu fark ettim. Allahım nasıl korktum nasıl korktum anlatamam, bi ara dedim yiyorum kesin. belki bi ısırık almışımdır. emin değilim :/ ama onun dışında normal besleniyorum yani. korkmayın...

iner inmez gittim kalacağım yere kaydımı yaptırdım sonra büyük bir sevinçle Saitle buluştuk, ardından bir süre sonra da Merve bize katıldı. bu sırada eski sınıfımdan da bolca kişi gördüm, özlemişim dedim ben buraları. ondan sonra bi baktık ki Merve eğer bi yere gideceksek arabayla gitmek zorundayız dedi. babasının arabasını almış meğersem. ehliyeti varmış. vay be dedim sonra. ilk kez bi yaşıtımın sürdüğü arabaya biniyorum. harbi çok ilginç geldi ama. demek ki dedim, biz büyümüşüz...

ancak daha sonra içime çok oturan (bkz: çok oturmak) bir durumla karşı karşıya kaldık. adamın biri sen kalk, koskoca Range Rover'ı git duvara doğru park edilmesi gereken park alanında duvara paralel park et. hala üzülüyorum. acaba o satıcı bu adamın böyle yapacağını bilse satar mıydı diye soruyorum kendime. arabanın dili olsa nasıl söver bu sahibe bunu soruyorum. çok acıydı yani okur, anlatamam...

sonra da the expendables adlı filmi izledik. o kadar ayarlı bir şekilde geç girdik ki filme, tam izleyici kitlesinin gösterildiği yerde girmişiz. hiç reklam izlemeden izledik diye filmin güzelliği böyle on yirmi kat falan arttı yani. sağlam kadroluydu film de Arnold amca biraz daha oynayabilirdi bence. kısmet tabi...

ha size hııı amcadan bahsetmem lazım bir de. oda arkadaşım Mehmet Ali Birand'ın birazcık farklı modeliydi. ııııı diye takılmıyordu, ancak ben konuşurken her daim hııı diye takılıyordu. çok ilginçti...

ertesi gün de Ayşegül, Asena ve Nurbanu'yla buluştuk. Sait zaten 3 günümün ortak elemanıydı. hepsini kapsadı sağolsun. bolca muhabbet ettik. sonra gittik koskocaman bi pizza yedik. Ayşegül bana zorla kenarlarını da yedirtti. bunu unutmadım bak, okulda çekeceksin. burayı muhtemelen okumayacağını bildiğimden burdan uyarıyorum, demedi deme! :)

sonra bi masa hokeyi oynamışız. akıllara ziyan. Ayşegül, Asena'yı sakatladı falan. o derece bi oyundu. zaten takımlar o kadar sık değişti ki 4 maçın da bir kazanan takımı yok yani. çok çok güzeldi ama...

o gün akşam da İkea'nın yeni reklamının çok hoş olduğu gözlerimden kaçmadı. herkesin hah ve hıh sesleri çıkardığı reklam hani.

bugün de sabahtan Saitle kahvaltı yaptık, gezdik tozduk derken yine sonunda o aynı vasıtaya bindiğim bir yolculukla buraya geri geldim. bu sefer de vasıtada aslında tek kişilik yer olmasına rağmen muavinlerin uğraşarak 2 kişilik bayan yeri yapma çabalarına şahit oldum. böylece hem o iki bayan hem de yanlarındaki iki bay vasıtaya binecekti muavinlerce. çok şükür binmediler ve son derece yavaş bir şekilde evime geldim... sağolsunlar ki canımla eş değer derecede sevdiğim kulaklıklarım yanımdaydı...

kısacası yolculuk kısımları hariç pek güzel bir tatil yaptım okur. bence sen de yap. kalk git eskilerden birilerini gör gel. çok hoş. öyle yani...

şimdilik baş baş... inşallah kısa süre sonra görüşmek üzere...