31.8.10

yok başlık maşlık

atarlı başlık olmuş di mi? korkmayın atar yapmayı düşünmüyorum. ama belki biraz olur yani. belli olmaz. neysem

Kars'a gelmiş bulunmaktayım geçen salı itibariyle. gecenin 4ünde Mersinden Adanaya bi yolculuk yapıp ardından da önce Ankaraya ordan buraya uçtum. Ankaraya uçarken yan sıramda bir çocuk vardı. uçuşun ilk 15 dksını zehir etti bana. ağlasan hadi neyse. "anneeee bu uçak uçmuyooo, düşüyooooo." diye mızmızlana mızmızlana deli etti beni. hayır lost izlemiş adamız. korkuyoruz haliyle...

ha lost demişken. ya arkadaş dün gece emmy ödüllerini izledim izleyebildiğim kadar. sonra saat 5 oldu mu bi baktım uyumuşum. o değil de. lost hiç ödül almadı. çok ilgincime gitti (doğru duydunuz ilgincime gitmek diye bir şey türettim) zaten çok az dalda adaylığı vardı. hiç Jack i falan geçtim de. Benjamin nasıl emmy almaz ya? o adama nasıl vermezsiniz o ödülü? Michael Emerson idi o en iyi yardımcı erkek oyuncu (drama) ödülünün sahibi. Neil Patrick Harris de Barney rolüyle en iyi yardımcı erkek oyuncu (komedi) ödülünü kapamadı ama ona yorumum pek yok. izlemiyor olduğum bir dizi olsa da hakkında fikir sahibi olduğum için The Big Bang Theory'nin Sheldon'unu tebrik ediyorum burdan. zira adam komedi dalında en iyi erkek oyuncu ödülü aldı yani. çoğu diziyi de duymamıştım bir kısmını da hiç izlememiştim emmy alanlardan. ama o ödül Michael'ındı. yanlış yaptınız...

işte buraya geldim geleli pc başında internette veya supernatural izlemekteyim. yahut kitap okuyorum. Stephen King (kendisi adamım olur) adlı yazarın orjinal adı "needfull things" olmakla beraber Türkçe adı "ruhlar dükkanı" olan romanını okumaktayım. bugün dedim ki hazır bende müzik kulaa var biraz. my immortal'ın notalarını buldum ama ı ıh. o kadar garip semboller varmış ki bilmediğim şarkının başını bile çalamıyorum oraya bakarak. ona bakmadan biraz biraz işte. aman öğrenmeden girişme okur.

ya o değil de. yurttan nağmeler yazmayı özledim ben. Ankaraya dönünce bol bol konu çıkacak neyse ki. çünküü bu yıl iki can dost Hilal ve Ayşegül de odtüyü kazanmış bulunmakta. ammaan sabbahlar olmasın :p

bir de son olarak sizlere bi haber vermek istiyorum. çok yedim çok yedim buraya geldiğimden beri böyle oldum. yaa yaa. şaka tabi. kısa bir süre sonra bu blogta bir adet kısa hikaye denemesi göreceksiniz. onu haber vereyim dedim. tabi ne zaman olur belli olmaz ama üzerinde çalışmaya başlayacağım şu aralar.

başka da bir şey yok. kalın sağlıcakla. msn e falan çağırın sıkılmayayım burda. baş baş...

dipnot: bu arada inception rocks!!!

17.8.10

tatilin uzatmaları

ben sanırım buldum bu ara neden yazmadığımı yine. beyle uzuun uzun aralar vermemin sebebi yazları yazı yazmak için gerekli mecali bulamamaktan kaynaklanıyor sanırsam.

tatilin uzatmalarını oynayarak hiç tanıdığım insan olmayan şehir Kars yerine eğlenebildiğim şehir olan Mersinde kaldım ben 2 haftalık uzatma süresi eklettim kendime. tabi her şeyin bi - yanı vardır. bkz: -->

karikatürle o bkz kısmını pek uydurtamadım kusuruma bakmayın.

sanırım 2 gece önceydi sevgili okur. modifiyeli fayton gördüm. cidden böyle adam mavi sanırım adı neon olan ışıklandırma yaptırmış faytonuna. bir de ses sistemimsi bir şey çekmiş arkaya. gecenin 1 ine doğru kokoreççinin önünden dans müziği çalarak gösteri yaptı adam. aynen böyle mikemmel araçlarıyla hava atan garip gençler gibi hava atma çabası içerisindeydi kendisi. en azından biz öyle gördük tabi. günahını da almamak gerek.

hee bakın ne diyeceğim size. efsanevi dizi Lost'u bitirdim, harbi de sağlamdı doğrusu. ancak şimdi Supernatural'a başlamış durumdayım ve çok çok güzel giden bir dizi bence. tam benlik. fantastik yaratıklar, şeytan iblis öldürmeler falan. oyy, en iyisi yazdıktan sonra bir bölüm izlemek...

inception da sağlam izlenilesi bi film hani...

sinema uğruna gecenin 1 i civarında da sokaklarda olmak ilginç bir deneyim. tavsiye edilir şiddetle ;)

son olarak bu sıcaklarla boğuşmak durumunda olan herkeslere sabırlar diliyorum. ve hayırlı ramazanlar diyerek son bir karikatürle yazımı kapatıyorum. baş baaaş :)