3.3.10

yurttan nağmeler/13.5

başlıkla ilgili açıklama: niye mi 13 değil? pek çok kişi sevmez ya o sayıyı, ben o yüzden inadına çok severim. ayın 13 lerinde ya da 13 le ilgili hiçbi bişeyde işlerim ters gitmedi. benim için inadına "uğurlu" bi sayıdır o. kıyamadım dedim 13.5 olsun dedim

atlasjet (bir thy markası) uçaklarından bir tanesinde de "13" numaralı koltuk sırasının olmadığına şahit oldum okur. sizlerle de paylaşayım istedim

bu yazıda korkutucu bişeyler yazayım isterdim de sayı uğruna, yok öyle hikayelerim. kampüs yaşamının sanki renklenmiş mi olduğundan bahsedeceğim size. nedendir bilinmez, pek bi eğlenceli geçiyor geldiğimden beri. guitar hero mu? langırt? belki de bilardo? or, ooooor (Barney alıntısı) arkadaş ortamım birbirine daha da ısınmıştır belki de. eğlenecek bişeyler bulabilmek zevkli okurlar. gelin evde kalanlar 1 hafta yurtta kalsın, hatta beğenirlerse arada kendi aramızda değişim programı yaparız haftalık falan? ev yüzü görürüz biz de hem fena mı?

size son favorimden bahsetmek istiyorum. "the annoying orange" aman Allah'ım bir portakal bu kadar sinir bozucu olamaz dedirten kısa skeç mi desem, animasyondur belki de, onlardan işte kendisi. girin izleyin derim. the annoying orange a bağlı olarak ta etrafta "hey, hey apple. hey apple. apple. hey apple" diye dolaşırsam şaşırmayın

bir de bugün antrenmanda (saat itibariyle dün) farklı bişeyler oldu. "sinüs patlaması falan olmuştur" muş olay. önemli değilmiş galiba da hayırlısı. böyle yüzerken vücut sıkıldı sanırım kendi kendine bi değişiklik yapmaya karar verdi. böyle de garibim işte, durduk yere patlattım sinüsü geldim. kısmet dimi Caner? bi de dimi Murat?

neyse sevgili okur gece gece çok yazdım. kollarım pek tutmuyor antrenman dolayısıyla. aynı oranda tutmayan bacaklarımın beni yatağıma çıkartabilmesini temenni ederekten sizlere hoşçakalın diyorum

hoşçakalıııın ;)

Hiç yorum yok: