26.3.10

Boşluk/4

beklenmedik bir şekilde bloga bi süre ara verdim okur. bilmem fark ettiniz mi? neyse efendim dedim bari yazayım bir artık. malum sınavımızı da olduk bitti.

bu aralar bi boşluk durumuna düşmüş durumdayım yine. garip bi monotonluk var hayatımda. herşey aynı gidiyor ama mutluyum ilginçtir. seviyorum burayı ben. her ne kadar bir nevi uzayda olsa*

bahar geldi canlar. hadi yazar okur buluşması yapalım (çok ünlüyüm ya hani) birileri benimle iletişim kuruversin. farklı birşeyler yapmış oluruz hem. olmaz mı ha? Ankara sınırı içerisindeki okuyucularıma sesleniyorum. iletişim adresimi bilen bilir, bilmeyen varsa (ki sanmam) yorum yapıversin. taanrım zorla birileriyle buluşmaya çalışıyorum yine, ne olacak benim bu halim :) kısmet.

Metallica - Mama Said dinleyin arkadaşlar. 3 gündür 53. dinleyişim belki de şu anda şarkı. arka planda çalmakta her daim nerdeyse :) hatta buyrun size link.

ilkbahar da geliyor okur buralara. sabahları okula giderken kuş cıvıltılarıdır falan ne şeker şeyler öyle. özlemişim ilkbaharı. Ankara'nın bitmek bilmeyen gri havası şu aralar yerini yeşil ve koyu tonlarına bırakmış durumda. yakında açık yeşil de olur. tadından yenmez. zaten Ankara havasını yakıcı bir şekilde sarıyken burda olur muyum bilmem ama herşeyiyle güzel. seviyorum lan bu şehri. neden bilmiyorum da şu İstanbul'a duyulan aşkın aynısı bendeki işte. itiraz istemem.

yazarken parmak basmayı planladığım konuyu unutmuşum. Odtülü gençlik bir adet sözlük açmış. ekşisözlük türevlerinden bir tanesi. ben de ara sıra ekşiye bakardım, dedim orda yazar olmaya kalksam yıllar yılı beklerim. burda yazar olayım. girdim sözlükodtüde yazar kesildim milletin başına. bunları da paylaşayım istedim sizlerle.

son derece gereksiz bir yazı oldu ama toparlayacağım. söz size. dönüşüm güzel olacak. bekleyiniz...

haydi ben dönene kadar iyi günler sizlere, baş baş :)

*: orda atıf var. kötüleme değil :)

dipnot: günler böyle farklı renklerdedir benim için. bu da benim ilginçliğim işte.

Hiç yorum yok: